İlter SAĞIRSOY

PROFESÖRLÜĞÜNÜZ BATSIN !

İlter SAĞIRSOY

Türkiye’nin güya çağ atlatılan hizmetlerinden biri de sağlık sektöründeki verilen hizmetler.
Buna katılıyorum ama gülmekten.
Zira aksi durumda yaşananları ve yaşadıklarımı inkâr etmem gerek.
Sağlık sektöründe Türkiye’ye açılmadan büyük şehirlere gitmeden sadece Kayseri’deki abuk sabuklukları yazsak inanın ansiklopedi olur.
Her ay en az yüz bin lira ceza kesilen hastane var. Bu hastane bu cezayı vatandaşlara Sağlık Bakanlığı’nın fiyat tarifesine aykırı fiyat uyguladığı için yani alenen KAZIKLADIĞI için kesiliyor. Ancak ne hastane bu huyundan vazgeçiyor ne de kurum bu cezayı kesmekten vaz geçiyor.
Düşünsenize hastane her ay 100 bin lira ceza (en az) ödemeyi umursamıyor. Yani bizi ne kadar kerizleyip ne kadar kazıklıyorsa gerisini siz düşünün, aylık yüz bin lira ceza ödemek koymuyor adamlara.
Sonra yine mesela ŞEHİR Hastanesi’nde Kayseri Valisi’nin müdahalesine rağmen hala pazarlamacı lazerle göz ameliyatına girmeye devam ediyor. Adamların gözünü para hırsı bürümüş kimseyi tanımıyorlar dersek yalan olmaz uygulama devam ediyor çünkü. Ayrıca ŞEHİR Hastanesi’nde “benim penisiline alerjim var” diyen adama göz göre göre penisilin grubundan ilaç verip öldürenlerin üzerine gidilip kulağından tutup adalete teslim edilecekken, hala olayın üstü kapatılmaya çalışıyor. Umarım Vali Günaydın’ın ısrarlı takibi bu olayın da üstünün örtülmesine engel olur. İnşallah.
Tıp Fakültesi’nde ise işlerin neredeyse çivisi çıkmış. Hastane verdiği tedavi hizmetlerinin parasını doğru dürüst devletten alamıyor. Böyle olunca doktorların da döner sermayeden alması gereken ödemeler de düzenli olarak ödenemiyor.
Ve neticede olan da vatandaşa oluyor. Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi’nde parası olmayan hele hele sağlık güvencesi olmayanların asla yeri yok hatta değil profesöre kapıdaki güvenliğe bile bir şey sormaya hakları da hadleri de yok. Hele bir sorsunlar da görsünler ebe…
Tam bir diktatörlük ve akademik hiyerarşinin hakim olduğu ERÜ Tıp Fakültesi’nde profesörlerin astığı astık kestiği kestik. Bu sınıfa kimse karışamıyor. Hele bir karışsınlar onlar da görürler ebe…
İYİ Parti’nin Kocasinan’dan belediye meclis üyesi de olan ve şehrin YARAMAZ ÇOCUĞU tadında vatandaşın lehine işlere ömrünü adayan Kazım Yücel bir konuyu gündeme getirmiş ve kimsenin yüksek sesle söylemeye cesaret edemediği bu yaraya değil parmak basmak adeta kalıbını basmıştı.
Demişti ki Yücel özetle; “profesörler hastanelerde yatakları paylaşmışlar. Çoğunun, servisin hasta yoğunluğuna göre yataklara el koymuşluğu var. Aralarında adeta paylaşmışlar. Bunu herkes de biliyor ama profesör hastaneden gider diye kimse ses çıkaramıyor”
Yani Yücel açıkça diyor ki, fakülte hastanesinde profesörler vatandaşları hasta gibi değil müşteri gibi hatta kurbanlık koyun gibi görüyor ve paylaştıkları yataklarda hastaları “iyi ediyorlar”
Peki, garibansan, paran yoksa profesöre “görünemiyorsan” ne olacak!
İşte o zaman işin tam manasıyla Allah’a kalmış, sıranı bekleyeceksin.
Yataklar boş ama profesörün müşterisini (yani hastasını) bekleyecek, profesörün tamam dediği hastada o yatağa kavuşup tedavi olabilecek.
Peki, bunu ERÜ Rektörü ve kendisi de doktor olan Prof. Mustafa ÇALIŞ bilmiyor mu?
Biliyor.
Bir şey yapabiliyor ya da bir şey diyebiliyor mu?
Hayır demiyor.
Diyemiyor.
Niye diyemiyor derseniz hemen söyleyeyim.
Ben kendisine yani Prof. Dr. Mustafa Çalış’a 10 Temmuz 2019 Çarşamba günü saat 19.37’de Kazım Yücel’in açıklamasının yer aldığı haberin de görüntüsünü atarak sormuşum, demişim ki “Bu iddiayla ilgili bir işlem yapılacak mı sayın hocam?”
Kendisi de hem doktor hem de profesör olan ERÜ Rektörü Mustafa Çalış bir yanıt vermemiş belki de verememiş bugüne kadar.
Ama nihayetinde yanıt verene kadar bu işin de takipçisi olacağım. Diyecek ki Kazım Yücel beyin iddiaları yalandır, diyecek ki ben de profesör ve doktorum ama asla böyle bir şey yapmadım ve böyle bir şey de yok zaten.
Yani illa ki bir yanıt verecek, öyle kulağının üstüne yatmak yok.
Devlet size bu imkânları verdiyse, Cumhurbaşkanı Erdoğan da yine sizi o makama atadıysa siz de o zaman Erdoğan’ın talimatının gereğini yapacaksınız.
Ne diyor Cumhurbaşkanımız Erdoğan,“vatandaşa hizmet edecek, adeta onun hizmetkârı olacaksınız.”
Sırf profesörüm diye hastanede ayrıcalıklar dünyası yaratan ve kendilerine küçük özerk cumhuriyetler kuran profesörlüklere haddini bildirecek ve gereğini yapacaksınız. Yani Erdoğan’ın dediği gibi vatandaşın hizmetkârı olacaksınız. Olmayan varsa bu TIP Fakültesi dekanıysa da meslektaşınız profesörlerse de kulağından tutup soruşturacak sonuca göre de tavır alacaksınız.
Bu arada daha önce size söylediğim 8 profesör de hala ayda yüz binlerce lira para kazanıp toplamda fakültenizi kandırarak milyonlarca lira zarara uğratıyor ama siz bunun da gereğini biraz da bizim takipçiliğimiz nedeniyle kaplumbağa hızıyla çözmeye çalışıyorsunuz. Hocam ya ilgilenin ya da ilgileniyor gibi yapmayın kimse ve hiçbirimiz salak değiliz.
Hele ödediği vergilerle size içinde bulunduğunuz imkânları sunan vatandaşlar hiç ama hiç değil.
Benden söylemesi.
 

Yazarın Diğer Yazıları