BAŞARISIZ ÖĞRETMEN ÖĞRETMESİN! ATILSIN…

Bana kimse hikâye anlatmasın, Kayseri Milli Eğitim camiası topyekûn olarak çuvallamış durumda. Başka ülkede olsa ne müdür kalır ne de başkası ama Türkiye yüzsüzlükler diyarı olduğu için eğitimde çocukların yıllar süren çalışmaları sonucunda hüsrana uğramalarının bile hesabını kimse sormuyor, soramıyor. Öyle ya kime soracaksın hani bir atasözü var ya ana ve kadıyla ilgili aynen böyle bu durumda.
Vali çıkıyor eğitimin ne kadar kaliteli ve iyi olduğunu söylüyor, Atom Karınca Büyükkılıç çıkıyor tek hayalinin en kısa sürede Kayseri’de tekli eğitime geçilmesi olduğunu söylüyor. İyi de ya öğretmenleri yani bu çocuklara bilgileri öğretenleri ne yapacağız.
Asıl bu LGS sonuçlarındaki Kayseri’nin sıralamasının bence yegâne ve tek “kahramanı” öğretmenler. Sizin fabrikanızda başarısız ustabaşını tutar mısınız, ya da hastanede başarısız bir doktora gidip ameliyat olur musunuz veya o özel hastane o doktoru tutar mı?
Hayır tutmaz.
Ama devlet olunca ve bir kere devlete kapağı atınca iş bitiyor. Kaliteli mi, becerikli mi, değil mi, bunların hiçbir önemi kalmıyor. Nasıl olursa olsun, senin benim vergilerimle bence hak etmediği maaşını almaya devam ediyor. Bu rezil tablodan da kendine asla pay çıkarmıyor.
Ama kim ne derse desin, BU REZİL TABLONUN SEBEBİ ÖĞRETMENLER VE EĞİTİMDEKİ TÜM İDARECİLER.
Yani,
EY ÖĞRETMENLER BU NESİL SİZİN ESERİNİZ… !
Eserinizle övünebilirsiniz.
Hiç üzerinize alınmayın olur mu, hiç kendinize bir çeki düzen vermeyin.
Ama çıkıp “atanmayan şu kadar öğretmen var” diye yaygarayı basın. Sanki girenler bir şey yapıyormuş gibi. İşte durumunuz ortada.
Ha bu arada öğretmenlerin durumu bu da başka mesleklerde farklı mı? Hayır devletteki neredeyse pek çok işte durum aynen böyle.
Özel sektör farklı tabi ki.
Akıllılar, zira adamın parası da kıymetli, velinin parası da.
Öğretmenlerle birer yıllık sözleşme imzalanıyor. Eğer öğretmen başarılı olursa her sene bu sözleşme yenileniyor.
Aklın yolu bir ama…
Bu iş devlet olunca bile bile lades deniyor.
Yoksa özel okulların böyle yaptığını Milli Eğitim Bakanı bilmiyor mu?
Biliyor ama sırf popülist sebeplerden dolayı aynısını devlet okullarında uygulayamıyor.
Düşünsenize, Robert Koleji de, Galatasaray lisesi de bu ülkede yıllardır hatta yüz yıldan fazladan beri var. Ve hep bu okulların yabancı dili çok iyi öğrettiğini söyler dururuz.
Peki devlet neden kendi öğretmenlerine “ya siz neden böyle öğretemiyorsunuz” diye sormuyor.
Sorsa ne olacak ki?
Eldeki malzeme bu işte…
O yüzden de özel okullar kucak dolusu para kazanıyor.
Yani çocuğunuz önce sınava giriyor bu anlı şanlı özel okulları kazanıyor sonra da biz aileler bu özel okullara her yıl kucak dolusu parayı sevinerek veriyoruz.
Oysa iki yapı da yani devlet okulları da, özel sektör okulları da bu ülkede ve öğreticileri de bizim insanlarımız. Sizden bizden birileri.
İşte onun için diyorum hepsini boş verin de eğitimde bari çok sert tedbirler alınmalı ve piyasa şartlarına göre kurallar uygulanmalı.
Yoksa her sene 1 milyonu aşkın 8'inci sınıf mezunu öğrenci ile daha fazla sayıda lise mezunu öğrenciler sınavlara girer ve sonunda ancak pek azı mutlu sona ulaşır.
Şunu diyebilirsiniz ki, hepsi yüksek düzeyde kaliteli eğitim alsa da girilen okulların kontenjanları belli, ne fark eder ki.
Öyle çok şey fark eder ki, en başta bu ülkenin donanımlı ve kaliteli eğitim almış genç kuşağının sayısı artar. Ve öyle olunca da bu doğrudan inanın ülke kalkınmasına direkt etki eder.
Yani iyi eğitim almış insanlar ordusunu kimse salak yerine koyup aptalca işlerle kandıramaz.
Yani işin aslı şu ne kadar akıllı ve iyi eğitilmiş kuşak o kadar zor bir yönetim.
Onun için ellemeyin böyle gitsin, bir iki şikâyet eden olursa da boş verin.
Siz işinize bakın.
Milletvekili maaşını ve ayrıcalıklarının tadını çıkarın.
Hele bir de bakan falan olduysanız, değmeyin keyfinize.
Bilgili ve akıllı kuşaklar yetiştirip de başınıza iş mi alacaksınız!