Ali MADEN

Gelin Damat Kınası

Ali MADEN

Koramaz Yöresi Düğün Gelenekleri -16

Kız evinden alınan kına akşam, düğün odasında, sinsin¬den döndükten sonra, damadın eline imam tarafından dualarla yakılır. Kına yakılırken damadın babası ve köyün yaşlıları da orada bulunurlar. Damat bundan sonra özel adamdır. Yanında üç tane sağdıç’ı olur. Bunlardan ikisi evli, tecrübeli ve adetleri iyi bilenlerden, diğeri hizmet görsün, alışsın, öğrensin, diye evlenme yaşına gelmiş gençlerden seçilir.

Kına yakıldıktan sonra damat babasının ve orada bulunan tüm büyüklerin elini öperek sağdıçlarla birlikte düğün odasından ayrılır. Kesinlikle damat yumruklanmaz. Sağdıçlarla ve bir iki yakın arkadaşı ile birlikte damadın evine giderler. Orada annesinin özenerek ha-zırladığı kahvaltıyı birlikte yiyip, bekârlığa veda gecesinde geç saatlere kadar sohbet ederler.

Diğer taraftan o akşam düğün evinde de benzer bir faa-liyet vardır. Damadın yakını olan kadınlarla, davet edilmesi münasip olan, damadın akrabalarından, gelinin arkadaşlarından gelinler ve kızlar, düğün evinden ayrılarak kız evine, geline kına yakmaya giderler. Kız evinde çalıp oynanır, eğlenilir. Kız evi gelen misafirlere çeşitli oyunlar ve şakalar yaparlar. Mesela; hal hatır sormak maksadıyla yanına oturduğu oğlan tarafından birine, fark ettirmeden, entarisinden oturduğu mindere dikmek gibidir. Uyanık olanlar bunu fark eder, tedbirini alır. Azıcık dalgın olanlar bu tuzağa düşer, mahcup olurlar. İşin eğlence faslı bittikten sonra gelinkızın “geleği kesilir”.

Gelek, kadınların evli olduğunun işaretidir. Yanağını örten saçları, kulak memesi hizasından bir tutam kadar kesilir ve saçlarının ucu başörtüsünün altında görünecek şekilde çıkarı¬larak, yanaklarından yukarı doğru hafif kıvrılır. Böylece tanı¬mayan yabancı birileri karşılaştığında evli birisi ile muhatap olduğunu anlar ve ona göre davranır. Bazı köylerde kız, gelin ayrımını belirleyen bu işaret başörtüsünün örtüş şekli ile belirtilir. Başörtüsünü çenesinin altından bağlamışsa kız, çift değirmi bir “yapıkla” (bir çeşit başörtüsü) başını örtmüş ve başörtüsünün ucunu çenesinin altından geçirerek başının üstünden aşırmışsa gelin olduğu anlaşılır.

Gelek kesildikten sonra kadınlardan ağzı dualı birisi tarafından kızın kınası yakılır. Kına yakıldıktan sonra aşağıdaki kına türküsü söylenerek, kız anası ve gelinkız ağlatılır. Eğer kız ağlamazsa “baba ocağından kurtuluyormuş, gittiğine seviniyormuş” gibi yorumlanır. Kız anası ağlamaz ise “kızının gittiğine seviniyor”, ya da “kızını sevmiyor” diye yorumlanır.

“Gözünden bir damla yaş gelmedi anam.” “Sanki yalandan ağladı ha…”.derler.

Adana’dan aldım hıyar
Alım yeşilim boyar
Yavaş vurun davulcular
Kara yerde babam duyar

Ana kızın çok muydu?
Bir kız sana yük müydü?
Koca mahallenin içinde 
Hiç isterim yok muydu?

Elinizden eliniz den
Kurtulayım dilinizden
Yeşilbaşlı ördek olsam
Sular içmem gölünüzden
( bu beyit nakarat)

Sofrada gümüş kaşığı
Atladım geçtim eşiği
Kızlar evler yakışığı
İşte koydum gidiyorum

Sılayı terk ediyorum  
    
Sizin dutlar bizim dutlar
Altında yayılır atlar
Hiç oğlunuz yok muydu?

Emmim dayım muhannetler
İşte koydum gidiyorum
Sılayı terk ediyorum


Bu beyitler anlaşıldığına göre babası ölmüş, gurbete gelin giden bir kızın amcasına, dayınsa sitemidir.

Kınayı yakanlar oradan ayrılır, gelinkızın arkadaşları o gece gelinkızla birlikte kalırlar.

Gelinin kınası yakıldığına göre oğlan tarafının düğün evinde yarın için yapacağı bir iş daha vardır. Gelin almaya gidecek kadınlar seçilecek. Damadın bir yakını, yengesi, ablası veya kız kardeşi, o akşam düğün evinde bulunan genellikle evli genç kadınlara, taze gelinlere gelinlik kızlara “yenge ol” diye teklif edilir. Buna “yenge binmek” denir. Bunu seçerken kimseyi küstürmemeye dikkat edilir. Gönüllü olanlar, teklif bekleyenler, teklif edilmesi gerekenler göz önünde bulundurulur. Damadın en yakınlarından birisi “baş yenge” olur, ertesi gün yapılacakları o organize eder. Yenge binecekler sabahtan en yeni elbiseleri giyerler. Gelinlerin sandıkta elbiseleri mutlaka olur. Evlenirken alınmıştır ama genç kızlardan giyecek yeni elbisesi olmayalar olabilir. Bunlar da komşu kızından, ge-lininden, ya da bir yakınından bedenine uygun elbise kimde varsa ondan ödünç elbise alır. (Bunlar o zamanlar gayet olağan şeylerdi).

Diğer taraftan damadın evinde bir hazırlık daha vardır. Maddi durumu yerinde olanlar, tek oğlu olanlar, düğününde yemek yedirme dileğinde bulunanlar, ilk defa oğlan everenler, isterlerse tüm köylüye yemek yedirirler. Buna “hâtim yemeği” denir. Eğer düğün yemekli ise oğlan tarafında bunun hazırlığı düğünle birlikte başlar. Aylar öncesinden besiye çekilen ko-yunlar, bir gün önceden kesilerek hazırlanır. Pilav için nohutlar ıslatılır, yemekte kullanılacak diğer malzemeler hazırlanır.

Devam edecek
 

Yazarın Diğer Yazıları