Basın toplantısında konuşan Bağımsız Doğu Türkistanlılar Derneği Başkanı Erkinbeğ Uygurtürk Çin Halk Cumhuriyetinin Doğu Türkistan’da ki soykırım ve asimilasyon zulmünün dünyaya meydan okuyarak devam ettiğini belirtti.
Doğu Türkistan’da Müslümanlığın ve Türklüğün ayaklar altına alındığına vurgu yapan Uygurtürk, Doğu Türkistan’da yaşanan zulümlere ilişkin olarak şunları kaydetti; ‘‘5 Temmuz 2009 yüzlerce Uygur Müslüman’ın katledildiği olaydan bugüne Doğu Türkistan’ın Urumçi, Hotan, Aksu, Kaşgar gibi şehirlerinde yüzlerce Müslüman Uygur, Çin güvenlik güçlerinin kurşunları ile hayatını kaybetti. Çin’in farklı bölgelerinden getirdiği Çinlileri Doğu Türkistan’a yerleştirerek bölgedeki Çinli nüfusu artıran, Uygur kızlarını zorla Çinli erkeklerle evlenmeye zorlayan, Müslümanlara oruç tutmayı yasaklayan Çin Halk Cumhuriyeti, ibadet yapan Uygurların ibadet hayatlarına da yasak getirerek bölgedeki asimilasyon politikasını devam ettiriyor’’ dedi.
Çin Hükümetinin özellikle son aylarda sindirtme politikalarına hız verdiğini söyleyen Uygurtürk, ‘‘Son aylarda Çin, Doğu Türkistan’da 81 kişiyi terörle mücadele suçlaması ile yargıladı, bunlardan 9 kişi hakkında idam cezası verdi.22 Mayıs’ta 43 kişinin öldüğü bombalamanın ardından 300 Uygur gözaltına alındı. Aksu, Hotan, Urumçi ve Kaşgar gibi kentlerde Uygurlar hakkında cihatçı suçlaması ile açılan 23 davada çok sayıda kişi yargılandı. 31 Mayıs 2014’te şiddet eylemlerine karıştığı gerekçesiyle 29 Uygur gözaltına alındı.
Yaşadıkları zulmü basına ve kamuoyuna duyuran ve dinini yaşamak isteyen yüzlerce Uygur cihatçı suçlamasıyla sorgulandı. Uygurların asimilasyonuna hız veren Çin Hükümeti, mecburi eğitimi 12 yıl’a çıkardı, okullarda yatılı okumayı mecburi hale getirdi. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlara namaz kılma ve oruç tutma yasaklandı’’ diye konuştu.
Bağımsız Doğu Türkistanlılar Derneği Başkanı Erkinbeğ Uygurtürk ve Mazlumder Kayseri Şube Başkanı Ahmet Taş zulümlere karşı her daim omuz omuza olacaklarını söyleyerek ‘‘Çin Halk Cumhuriyeti’nin Doğu Türkistan’da uyguladığı insanlık onuruna yakışmayan uluslararası hukuku hiçe sayan, bir toplumu kendi ülkesinde yok etmeye yönelik zulmünü insanlık adına, insan hakları adına şiddetle kınıyor, olayın daha ileri boyutlara varmaması için İslam İşbirliği Teşkilatını, Birleşmiş Milletleri, Uluslararası insan hakları örgütlerini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini göreve davet ediyoruz’’ ifadelerinde bulundular.
Haber Merkezi
