Osmanlıdan Günümüze 1 Mayıs İşçi Bayramı

Osmanlı'dan günümüze 1 Mayıs İşçi Bayramı, ilk nasıl ve nezaman kutlandı ve nasıl değişimlerle günümüze kadar geldi?

Anadolu'da 1 Mayıs ilk kez Osmanlı döneminde 1905 yılında İzmir'de kutlandı.

İstanbul'da ilk kez 1 Mayıs kutlaması 1910'da yapıldı. 
 
1920 1 Mayısı’nda ışgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. ışçiler Haliçten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu'na kadar  bir yürüyüş yaptılar ve "Bağımsız Türkiye" yazılı bir pankart taşıdılar.

1935 yılında çıkarılan "Ulusal Bayram  ve Genel Tatiller Hakkında Kanun" adıyla çıkarılan düzenleme ile "Bahar ve Çiçek Bayramı" olarak genel tatil günlerine dahil edildi. 
 
27 Mayıs 1960’ dan sonra da "yasaklar" yaşandı. Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt  Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs’ın yerine bayram olarak  dayatıldı. Ancak bu girişimlerin hepsi, kararlı mücadeleler sonucu geri döndü.

1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim'de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından gerçekleştirildi.

1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı'nda yüz binlerce kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Fakat kutlamalar sona ermek üzereyken, DİSK tarafından toplantıya katılımı reddedilen Maocu grupların Saraçhane tarafından Taksim'e ulaştıklarında karşılarına çıkan DİSK güvenlik görevlilerine ateş açmasıyla başlayan ve ardından tüm Taksim Meydanı'nı kaplayan silah sesleri ve meydandaki kalabalığın üzerine sürülen polis panzerleri büyük bir izdihama neden olup çok sayıda kişi yaralandı, çoğu Kazanı yokuşu başındaki kamyonun önünde ezilme sonucu olmak üzere, 34 kişi öldü. Bu nedenle 1977 yılındaki 1 Mayıs, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Bunun ardından, askeri darbe hazırlığı yapıldığı Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından Başbakan Süleyman Demirel'e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re'sen emekliye sevk edildi.

1978'de yüz binlerce kişi tarafından Taksim Meydanı'nda kutlandı.
1979'da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul'da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında binlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.

1980'de 1 Mayıs kutlaması ancak Mersin'de yapılabildi.

12 Eylül 1980 askeri darbesiyle yönetime el koyan Millî Güvenlik Konseyi tarafından tüm gösteri yürüyüşleri ve mitinglerle birlikte 1 Mayıs kutlamaları da yasaklandı ve ayrıca "Bahar ve Çiçek Bayramı" adıyla resmi tatil günü olmaktan da çıkarıldı.

1996'da Taksim Meydanı'nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy'de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına on binlerce kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy'de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Ayrıca telsizinin sesini açık unutan bir sivil polisin göstericiler tarafından oldukça şiddetli bir şekilde dövülmesini Star TV'nin naklen duyurması ve bir başka yerde polislerin eğlenerek seyrettiği bir linç girişimini de naklen yayınlamasıyla hafızalara kazındı. Bu olaylardan sonra uzun yıllar Kadıköy'de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmedi.

2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12:00 sularında Rıhtım Caddesi'ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16:00 sularında gruplar tamamen dağıldı.

2007 yılında 1 Mayıs'ı tekrar Taksim'de kutlayarak aynı zamanda 1977'de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100'den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700'e yakın gözaltı gerçekleşti. İbrahim Sevindik adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti.

2008 Nisan ayında hükûmet tarafından 1 Mayıs'ın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edildi.

2008 yılında 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması konusunda sendikalar ile hükûmet arasında uzlaşma sağlanamaması sonucunda sendikalar Taksim'e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30'dan itibaren Şişli'de, Osmanbey'de, Pangaltı'da, Nişantaşı'nda, Okmeydanı'nda, Dolapdere'de ve Kurtuluş'ta olaylar çıktı. Polisin DİSK, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, ÖDP ve Halkın Kurtuluş Partisi binasına yönelik tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı. Polis bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı'nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara'da Sıhhiye Meydanı'nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti. Ankara'da Sakarya Meydanı'nda yapılan kutlama olaysız sona erdi.

2009 Nisan'ında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen önerge ile, 1981'den sonra 1 Mayıs tekrar resmi tatil günü kabul edildi fakat Taksim'de kutlanmasına yine izin verilmedi.

2020'de 15 sendika yöneticisi DİSK Genel Merkezi önünden Taksim Meydanı'na yürümek isterken gözaltına alındı.

2021'de Erdoğan, 1 Mayıs Bayramı kapsamında Tuzla'daki bir fabrikada işçilerle birlikte iftar yemeği yedi. "Maalesef bunu farklı eylemlere dönüştüren, yine bugün de olduğu gibi bazı aşırı terörist gruplar, bu güzel günü anlamsız hale getirmenin gayreti içerisine giriyorlar" dedi.[6] Hak-İş Konfederasyonu, salgın sebebiyle 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı önceki yılki gibi temsili olarak kutladı. İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamaya göre, Taksim'e çıkmaya çalışan toplam 212 kişi gözaltına alındı.

2022'de İstanbul'da eylemler Maltepe Miting Alanı'nda oldu. Alana gökkuşağı bayrakları ile girmek isteyenlerle polisler arasında gerginlikler yaşandı. Taksim Meydanı'na çıkmayan isteyen gruplara polis izin vermedi, 164 kişi gözaltına alındı.

2023'te İstanbul'da eylemler yine Maltepe Miting Alanı'nda oldu. Özellikle siyasi partilerin yaklaşan seçimle birlikte daha duyarlı olduğu ve üyelerini alanlara taşıdığı görüldü.

 

 

 

Bakmadan Geçme