İsmail ARSLAN

İmân Lâzım!

İsmail ARSLAN

Hayatı algılama şekilleri şu: Kendi hükümlerine uymayanlara her türlü cezayı kesmeleri hakları ve buna itiraz edilmesi antisemitizm!

*
Kurban bir katliamdır diyenler Gazze’de onbinlerce masumu katledenlere ses çıkarmıyor iseler, bunun tek bir anlamı vardır:
Nedir diye soranlar cevabı bilenlerdir!
"
Yurt dışı kurban hisse rakamları 2 3 bilemediniz 5 000 TL, yurt içinde en az 20 30 40 000 TL.
Bu kadar!
Sözü uzatmak anlamsız!
*
O borları maden olarak ham haliyle 3 kuruşa satmanın bedelini ödüyoruz ve ödemeye devam edeceğiz uzun bir süre daha!
*
Taksim'e çıkmak için polise taş atanlar mı işçi bayramı derdinde!?
Bu işin sonu iyi bitmez!
*
Dün zayıf bırakıldıkları için horlanarak, hak ve özgürlüklerinden mahrum edilen "bu ülkede biz de varız" diyenler, bugün kuvvet bulup nüfus sahibi olduklarında "biz ve diğerleri" yaklaşımı ile kendilerinden olmayanları zayıflatarak yaşama biçimlerini yok sayıp, itibarsızlaştırma peşinde iseler, yarın sadece bir rövanştan ibaret olacaktır.
*
Bir de ağzınla kuş tutsan, hak, hukuk, adalet kavramlarının dibinden kum çıkarsan, razı edemeyeceğin, ideolojinin, etnisitenin, mezhebinin batağından asla çıkma niyeti ve meyli olmayan bir kitle var ki, onlara sen cenneti yaşatsan dünyada, sana ilk fırsatta cehennemi yaşatmaya ahd etmişlerdir. 

Böylesinin kuvvetlendiğinde ilk işi kafanı koparmaktır. Böylesi odur ki, sen "hak" desen onu "gak" olarak anlaması imanındandır.

Bir de bunlar var ve bunları kör değilim, görüyorum tabi ki...
*
Çok sürmeyecek bu milletin din ile bağının kopmasına dindarlar sebep olacak.

Dinin yap dediğini yapmamakta, yapma dediğini yapmakta direnen bir dindarlık yürümez.

30-40 yıllık dehşet güvendiği, emin bildiği hocasının, en bilmezlerin bile bildiği "ayıp araştırmama", "laf dolaştırmama", "kin gütmeme", "dedikodu yapmama" gibi kabak misali ortada günahları meşrulaştırtığı bir dindarlık sunumunun ömrü ne kadar olabilir ki?

Bu dinden iman çekilip alınmış. İnanç sistematiği diye bir hikayat, din adı altında yaşanmaya çalışılıyor görünümü var artık.

İman lazım iman... 

İman olmayınca var olan ne varsa hepsi birden ideoloji, idari rejim, sistem, abudik gubidiklik...

Tokuşturmaya kalkarsanız dinin ideolojisini diğerleri ile, tüm insani ideolojilerin en zayıfının bile ayaklarının altında kalması kesindir üstelik.
*
"Bizim 1.000 yıllık devlet tecrübemiz var" 
Özellikle siyasilerin pek bir sevdikleri meşhur söz.
Bu 1.000 yıllık devlet tecrübesi denen şeyde bakıyorsunuz, o 1000 yıllık devlet, bir ülkeye girdiğinde ve yerel idareyi düşürdüğünde, oradaki düzenin çanına ot tıkamıyor,  kendileştirmiyor, bilakis idari maslahatı yine oraların insanların elleri ile yürütüyor. O insanları kıymetliyor, saygınlıklarına halel getirmiyor.
Herkesi ve her yapıyı kurgusundakine oturtmaya çalışanların kafasından muzdarip olanların, fiilen güç ellerine geçtiğinde aynısını, aynı taktikler ile yapmaya çalışmalarından anlaşılan tek şey, bu işlerin nefsani heveslerden başka bir şey ile tevilinin imkansızlığıdır.
*
İşte böyle böyle büyüyecek bu iş!
Bunu bilenler bu sebeple haz etmiyorlar da, ya içerideki bizden görülen, ama hizmetleri emperyalistlere olanlar, onlar ne ayak!?
Türkiye Endonezya'ya hisar sattı!
*
Karz ı hasen örgütlenmeleri kurgulamalı hükümet ki bu şu demek: İş yapamayan meslek sahiplerini bankalara, tefecilere muhatap etmeden, faiz illetinden koruyarak, karşılıksız borç alma, verme müesseseleri oluşturulmalı. E ama niye ve kim kime karşılıksız borç versin ve nasıl denetlenecek, yürütülecek, suistimal edilmeden bu kurgu derseniz, işte devlet olmanın bir işe yaraması tam da burada devreye girecektir derim.
*
Bir insan için dün kınadığı ile bugün kınanması en büyük perişanlıktır.

Yazarın Diğer Yazıları